M G H U K U K

Yükleniyor

Malpraktis Davası

Ana Sayfa Malpraktis Davası

Malpraktis Davası

Bu makalede, sağlık hukukumuzda malpraktis davasının temel kavramları, yasal boyutu ve bu davalarda dikkat edilmesi gereken hususlar ele alınacaktır. Malpraktis davası (doktor hatası tazminat davası), tıbbi hizmetlerin sağlanması sırasında meydana gelen ihmal, hata veya kötü uygulama sonucu ortaya çıkan yasal anlaşmazlıkları ele alır. Bu tür davalarda, hastalar veya hasta yakınları, sağlık çalışanlarının ihmali veya kötü uygulamalarının sonuçlarıyla başa çıkmak için hukuki yolları ararlar.

Malpraktis davası hem sağlık çalışanları hem de hastalar için ciddi sonuçları olan karmaşık ve hassas hukuki süreçlerdir. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Malpraktis Davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Malpraktis Nedir?

Malpraktis, bir sağlık uzmanının mesleki görevlerini yerine getirirken standartlarına uygun davranmaması veya dikkatsizlik sonucu bir hastaya zarar vermesi durumudur. Genellikle tıbbi hatalar veya ihmal olarak da adlandırılan malpraktis vakaları, sağlık hizmetlerinin sunulması sırasında ortaya çıkabilir ve hastaların fiziksel veya psikolojik zarar görmesine neden olabilir. Örneğin, yanlış teşhis koymak, uygun olmayan bir tedavi uygulamak, ameliyat sırasında hata yapmak veya hasta dosyasını doğru şekilde değerlendirmemek gibi durumlar malpraktis olarak kabul edilebilir.

Bu tür hataların sonuçları ciddi olabilir ve hastanın yaşamını veya yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Malpraktis durumlarında, hasta veya hasta yakınları genellikle zararlarını telafi etmek için tıbbi malpraktis davası açabilirler. Bu davalarda, malpraktis iddiasında bulunan tarafın, sağlık uzmanının ihmali veya dikkatsizliğinin neden olduğu zararı kanıtlaması gerekir. Ayrıca, malpraktis davalarında uzmanlık gerektiren birçok hukuki ve tıbbi detay bulunmaktadır, bu nedenle bu tür vakalar genellikle uzman avukatlar ve tıbbi uzmanlar tarafından ele alınır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize Malpraktis Davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz. Doktor- Hasta ilişkisi hakkında ve doktor hatası tazminat davası hakkında bir diğer makalemiz olan Doktor Hatası Tazminat Davası isimli makalemizi de okuyabilirsiniz.

Malpraktis Davası Nedir?

Malpraktis davası (doktor hatası tazminat davası), tıbbi hizmet sağlayıcılarının (genellikle doktorlar, cerrahlar, hastaneler veya diğer sağlık kuruluşları) tıbbi standartlara uymadığı veya hatalı bir şekilde davrandığı iddiasıyla açılan bir hukuki süreçtir. Bu tür davalar, hastaların veya hasta yakınlarının, sağlık hizmeti aldıkları kişiler veya kuruluşlar tarafından yetersiz, ihmalkâr veya yanlış tedavi edildiklerini iddia ettikleri durumlarda ortaya çıkar.

Bir malpraktis davasında, davacı genellikle sağlık hizmeti aldığı kişi veya kuruluşa karşı tazminat talep eder. Davalı ise genellikle iddia edilen hatalı tıbbi uygulamayı savunur ve mahkemeye, iddiaların temelsiz olduğunu veya tıbbi standartlara uygun bir şekilde davranıldığını kanıtlamaya çalışır. Malpraktis davaları, tıbbi hatalar, ihmal, yanlış teşhis, yanlış tedavi veya hasta bilgilendirilmesinde eksiklik gibi çeşitli iddiaları içerebilir.

Bu tür davaların incelenmesi genellikle karmaşık ve uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Tıbbi kayıtların ve uzman görüşlerin dikkatlice incelenmesi gerekebilir. Ayrıca, bir malpraktis davasında tıbbi standartların ne olduğunu ve iddia edilen hatalı uygulamaların bu standartlara uygun olup olmadığını belirlemek için uzman tanıkların görüşlerine başvurulabilir. Bu nedenle, malpraktis davalarında uzman bir avukatın rehberliği ve uzmanlığı, davacının veya davalının durumunu etkileyebilir ve adil bir sonuca ulaşma şansını artırabilir. Sürecin en başından itibaren bu konuda tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak, hak kaybına uğramamak bakımından en sağlıklısı olacaktır. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Malpraktis Davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Malpraktis Davasının Hukuki Düzenlemesi

Türk hukukunda malpraktis davasının hukuki dayanağı, mevzuatımızda Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri altında bulunmaktadır. Bu kapsamda, Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi, kişilerin kusurları nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak başkalarına verdiği zararlar sonucunda sorumluluklarını düzenler. Bu maddeye göre, doktorun tıbbi hizmetlerinde kusurlu davranışı sonucunda hastaya zarar gelmesi durumunda, doktor ve/veya sağlık kuruluşu tazminat ödemekle yükümlü olabilir:

“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Ayrıca, malpraktis davası Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri ve Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu gibi özel yasal düzenlemeler çerçevesinde de ele alınabilir. Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sağlık hizmetlerinin sunumuyla ilgili genel kuralları ve sağlık hizmeti sunanların sorumluluklarını belirler. Bu kanun çerçevesinde, doktorların ve sağlık kuruluşlarının, hastalara karşı özenli ve standartlara uygun davranma yükümlülüğü bulunmaktadır.

Malpraktis davasında mahkemeler, Türk Borçlar Kanunu’nun hükümleri doğrultusunda, doktorun veya sağlık kuruluşunun kusurunu değerlendirir ve bu kusurun hastaya zarar verip vermediğini inceler. Davalı olan doktor veya sağlık kuruluşu, kusurunun bulunmadığını veya zararın kusur dışı bir nedenden kaynaklandığını kanıtlamakla yükümlüdür. Bu bağlamda, malpraktis davası hem genel hükümlere hem de özel sağlık hizmetleri düzenlemelerine dayanarak ele alınır ve değerlendirilir.

Malpraktis davaları, karmaşık hukuki süreçler ve tıbbi terminoloji içeren hassas davalardır. Bu nedenle, bir malpraktis davasında bir avukatın rolü son derece önemlidir. Bir avukat, müvekkilini yasal süreçlerde temsil ederken aynı zamanda davanın teknik yönlerini ele alır. Bizler de MG Hukuk Kadıköy avukatı olarak müvekkillerimize malpraktis davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Malpraktis Davası Kime Karşı Açılır?

Malpraktis davası genellikle zarar gören hasta veya hasta yakınları tarafından açılır. Yani, doktorun veya sağlık kuruluşunun tıbbi hizmetlerinde kusurlu davranışı sonucunda zarar gören kişi veya kişiler, hukuki süreç başlatarak tazminat talep edebilirler. Bu durumda, davalılar genellikle doktor veya sağlık kuruluşu olacaktır. Ancak, doktor hatası durumunda zarar gören kişiye bağlı olarak davalılar değişebilir. Örneğin, bir sağlık kuruluşunun yanlış tanı veya tedavi nedeniyle zarar gören hasta hem doktoru hem de sağlık kuruluşunu davalı olarak gösterebilir.

Bu tür davaların açılabilmesi için, zararın doktorun veya sağlık kuruluşunun ihmali veya kusuruyla doğrudan ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Yani, doktorun standartlara uygun olmayan bir şekilde davranması veya tedavi sürecinde gerekli özeni göstermemesi sonucunda meydana gelen zararlar, doktor hatası olarak kabul edilir. Bu nedenle, doktor hatası (malpraktis) iddiasının kanıtlanması ve zararın bu hatadan kaynaklandığının belirlenmesi önemlidir.

Malpraktis davası süreci oldukça karmaşık olabilir ve ispat yükü taraflar arasında değişebilir. Bu nedenle, bu tür davalarla ilgili profesyonel bir avukatın yardımı almak önemlidir. Avukatlar, delil toplama sürecinden mahkeme sürecine kadar tarafları yönlendirir ve haklarını korumalarına yardımcı olurlar. Bu nedenle, malpraktis davası açmayı düşünen kişilerin bir avukattan hukuki danışmanlık alması önerilir. Malpraktis davasının taraflarına ilişkin daha detaylı bilgi veya hukuki destek almak için İstanbul Barosu avukatlarıyla veya doğrudan MG Hukuk Kadıköy avukatlarıyla irtibata geçebilirsiniz.

Malpraktis Davası Nasıl Açılır?

Malpraktis davası açmak için belirli adımları izlemek gerekmektedir. İlk adım genellikle bir avukatın tutulmasıdır. Avukat, davayı başlatma sürecinde danışmanlık yapacak, delilleri toplayacak ve hukuki süreci yönetecektir. Zarar gören veya yakınları, öncelikle doktor ve sağlık kuruluşu ile iletişime geçerek yaşanan durumu ve zararı bildirmelidirler. Bu adım, uzlaşma veya sorunun çözümü için bir fırsat sağlayabilir. Doktor veya sağlık kuruluşu ile yapılan görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamazsa, zarar gören taraf veya avukatı, mahkemede dava açma kararı alır. Bu aşamada dava dilekçesi hazırlanır ve mahkemeye sunulur.

Dava sürecinde, doktor hatası (malpraktis) iddiasını destekleyecek deliller toplanmalıdır. Bu deliller arasında tıbbi raporlar, tanık ifadeleri, tıbbi belgeler ve uzman görüşleri bulunabilir. Zarar görenin avukatı, bu delilleri toplar ve dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye başvuruda bulunur. Mahkeme, başvuruyu inceler ve davanın açılmasına karar verir. Dava açıldıktan sonra, mahkeme süreci başlar.

Mahkeme sürecinde, tarafların avukatları delilleri sunar, tanıklar dinlenir ve mahkeme süreci ilerler. Doktor hatası (malpraktis) iddiasını desteklemek için tıbbi uzmanlar veya sağlık alanında uzman kişilerden görüş alınabilir. Mahkeme, sunulan delilleri ve argümanları değerlendirerek bir karara varır. Karar, taraflara tebliğ edilir. Mahkeme kararına itiraz edilebilir. İstinaf veya temyiz süreci, kararın yeniden değerlendirilmesi için başlatılır.

Malpraktis davası, genellikle uzun ve karmaşık bir süreci içerir. Bu nedenle, profesyonel bir hukuk danışmanından destek almak önemlidir. MG Hukuk olarak müvekkillerimize Malpraktis Davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz. Hukuki sürecin adım adım takip edilmesi ve uygun delillerin toplanması, davanın başarılı sonuçlanması için kritik öneme sahiptir.

Malpraktis Davasının Şartları Nelerdir?

Malpraktis davası açabilmek için belirli şartların sağlanması gerekmektedir:

  • Hukuka Aykırılık: Öncelikle, doktorun veya sağlık kuruluşunun eyleminin hukuka aykırı olması gerekmektedir. Yani, doktor veya sağlık kuruluşu, tıbbi standartlara veya mevzuata uygun davranmamış olmalıdır. Bu, tıbbi müdahalenin beklenen standartlara uygun olmadığı veya tıbbi bir hata olduğu anlamına gelebilir.
  • Zararın Mevcudiyeti: Tazminat davası açabilmek için zararın varlığı şarttır. Zarar, hastanın bedensel, zihinsel veya maddi olarak bir kayba uğraması anlamına gelir. Bu zararın doğrudan doktor hatasından kaynaklanması gerekmektedir. Örneğin, yanlış teşhis sonucu yanlış tedavi uygulanması ve bunun sonucunda hastanın sağlığının daha da kötüleşmesi gibi durumlar bu şartı karşılayabilir.
  • İlliyet Bağı: Zararın doktor hatasından kaynaklandığının ispatı gerekmektedir. Yani, doktor hatası ile zarar arasında nedensel bir ilişki olmalıdır. Zararın doktor hatası nedeniyle meydana geldiği açıkça kanıtlanmalıdır. Bunun için tıbbi raporlar, uzman görüşleri ve diğer deliller kullanılabilir.
  • Kusur: Doktor veya sağlık kuruluşunun kusurlu davrandığının kanıtlanması gerekir. Bu kusur, tıbbi standartlara uygun davranmama veya dikkatsizlik gibi unsurları içerebilir. Doktorun mesleki yeterliliğine uygun davranmaması veya gereken özeni göstermemesi durumunda kusur söz konusu olabilir.
  • Tedavinin Olumsuz Sonuçlanması ve Hata: Tazminat davası açabilmek için, tedavinin olumsuz sonuçlanması veya beklenmedik komplikasyonlar yaşanması yeterli değildir. Önemli olan, bu olumsuz sonucun doktor hatasından kaynaklanmasıdır. Doktorun veya sağlık kuruluşunun hatalı müdahalesi sonucunda zararın meydana gelmesi gerekmektedir.
  • Zamanaşımı Süresi: Tazminat davası, genellikle belirli bir süre içinde açılmalıdır. Bu süreye “zamanaşımı süresi” denir. Zaman aşımı süresi, genellikle zararın meydana geldiği tarihten itibaren başlar ve belirli yasal süreler içinde dava açılmalıdır. Süreler hakkında daha fazla bilgi almak için uzman bir avukata danışılabilir.

Bu şartların sağlanması durumunda, malpraktis davası açılabilir ve zarar gören kişi, yaşadığı mağduriyetin telafi edilmesi için mahkemeden tazminat talep edebilir. Malpraktis davası sürecinde profesyonel hukuki destek almak önemlidir. Malpraktis davası süreci için İstanbul Barosu avukatlarına veya doğrudan MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Malpraktis Davasında Süreler

Malpraktis davasında süreler, davanın türüne ve davalıya göre değişiklik gösterebilir. Öncelikle, kamu hastanelerine karşı hizmet kusurundan kaynaklanan malpraktis nedeniyle tazminat davası idare mahkemelerinde açılabilir. Ancak, bu tür bir dava açmadan önce, zararın ve hekim hatasının bilindiği tarihten itibaren en geç 1 yıl ve kesinlikle 5 yıl içinde ilgili idareye yazılı bir başvuruda bulunulması gerekmektedir. Eğer başvuru reddedilirse, malpraktis sebebiyle tam yargı davası açılabilir.

Başvurunun kısmen veya tamamen reddedilmesi durumunda, bu reddin yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içinde idare mahkemesine malpraktis davası açılmalıdır. Tazminat isteminin 30 gün içinde yanıtlanmaması durumunda, isteğin reddedildiği kabul edilir ve bu durumda, tazminat isteminin reddedildiği tarihten itibaren 60 gün içinde malpraktis sebebiyle dava açılabilir.

Özel hastane veya doktorlara karşı açılacak malpraktis (doktor hatası) davalarında ise, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve fiilin işlendiği tarihten itibaren en fazla 10 yıl içinde dava açılabilir. Ancak, ceza hukuku daha uzun bir zamanaşımı öngörüyorsa, bu süre ceza hukuku hükümlerine göre belirlenir.

Özel hastane veya hekim aleyhine vekalet sözleşmesiyle açılacak malpraktis davalarında 5 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Aynı şekilde, eser sözleşmesine dayalı olarak açılacak malpraktis davalarında da 5 yıl süre bulunmaktadır. Ağır kusurlu tıbbi uygulamalarda ise, işlem ne kadar ağır olursa olsun, 20 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Estetik ameliyatlar da eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilir.

Hastaya onay alınmadan yapılan tıbbi müdahalelerde açılacak malpraktis davasında 10 yıllık zamanaşımı uygulanır. Son olarak, sözleşmeye aykırılık nedeniyle açılacak malpraktis tazminat davalarında ceza davası zamanaşımı süreleri geçerli değildir.

Bu süreler dikkate alınarak dava açılması gerekmekte ve hak kayıplarının yaşanmaması için uzman bir avukatla çalışılması önemlidir. Kadıköy Avukatlık Bürosu MG Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu süreçlerde profesyonel hizmet sunarak haklarını korumalarına yardımcı olmaktayız.

Malpraktis Davasında Hastanenin Sorumluluğu

Doktor hatalarından kaynaklanan zararlardan hastanelerin sorumluluğu, genellikle doktorların çalıştığı hastanenin işveren konumunda olmasından kaynaklanır. Bu durum, doktorların hastane çalışanları olarak kabul edilmesi ve işverenleri olan hastanelerin, doktorların hatalarından dolayı ortaya çıkan zararlardan sorumlu tutulabilecekleri anlamına gelir. Hastane yönetiminin, doktorların işlerini doğru ve güvenli bir şekilde yapmalarını sağlamak için gerekli önlemleri alması beklenir. Hastanelerin doktor hatalarından kaynaklanan sorumluluğunu belirleyen bazı önemli noktalar şunlardır:

  • İşveren Sorumluluğu: Doktorlar genellikle hastanelerde çalışanlar olarak kabul edilir. Dolayısıyla, doktorların hatalı davranışları işyeri ilişkisi içinde değerlendirilir ve işverenin yükümlülükleri kapsamında değerlendirilebilir.
  • Hizmet Kusuru: Hastane, çalışan doktorun hizmetinde bir kusur olduğunda sorumlu tutulabilir. Örneğin, doktorun yeterli deneyime sahip olmaması veya uygun teşhis veya tedaviyi yapmaması gibi durumlar hizmet kusuru olarak değerlendirilebilir.
  • Hastane Politikaları ve Denetim: Hastane yönetimi, doktorların işlerini doğru ve güvenli bir şekilde yapmalarını sağlamak için uygun politikaları belirlemeli, doktorların eğitimini, denetimini ve performansını değerlendirmelidir.
  • Ekipman ve Kaynaklar: Hastane, doktorların etkili bir şekilde çalışmalarını sağlamak için gerekli ekipmanı, tıbbi kaynakları ve personel desteğini sağlamalıdır. Eksik veya yetersiz kaynaklar, doktor hatalarına zemin hazırlayabilir ve hastanenin sorumluluğunu artırabilir.
  • Hasta Bilgilendirmesi ve İzin Alma: Hastane, hastalara gerekli bilgilendirmeyi yapmalı ve tedavi sürecine ilişkin onaylarını almalıdır. Aydınlatılmış onam süreci, hasta güvenliğini sağlamak ve hukuki sorumlulukları yerine getirmek için önemlidir. Hastalara doğru bilgilendirme yapılmaması durumunda, hastane sorumluluktan kaçamayabilir.

Bu faktörler, doktor hatalarından kaynaklanan zararlardan hastanelerin sorumluluğunu belirlemek için dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla, hastanelerin doktorların işlerini etkili bir şekilde yönetmeleri ve hasta güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almaları son derece önemlidir. Bu şekilde hem hasta hakları korunmuş olur hem de tıbbi hizmetlerin kalitesi artırılabilir. Malpraktis davaları, uzmanlık gerektiren bir alandır ve bir avukatın bu alandaki deneyimi ve bilgisi, müvekkilin adil bir sonuca ulaşmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir. Kadıköy Avukatlık Ofisi MG Hukuk olarak müvekkillerimize Malpraktis Davasına ilişkin hukuki danışmanlık ve etkin avukatlık hizmeti vermekteyiz.

Malpraktis Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Doktor hatası (malpraktis) tazminat davasında görevli ve yetkili mahkemelerin belirlenmesi, davanın doğru bir şekilde yürütülmesi açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda, görevli ve yetkili mahkemelerin belirlenmesiyle ilgili bazı hususları aşağıda detaylıca açıklayalım:

Görevli Mahkeme:

Eser veya vekalet sözleşmesi nedeniyle tıbbi malpraktise dayalı davalar, tüketici mahkemelerinin görev alanına girer. Bu durumda, sözleşmenin tarafı olan hasta veya hasta yakını, tüketici mahkemesinde dava açabilir.

Bağımsız çalışan doktorlar aleyhine tazminat talebiyle açılacak davalar da tüketici mahkemelerinin görev alanına girer.

Özel hastaneler veya sağlık kuruluşlarına karşı tıbbi malpraktis sebebiyle açılacak davalar da tüketici mahkemelerinin görev alanına girer.

Kamu hastanelerine veya sağlık kuruluşlarına karşı tıbbi malpraktis sebebiyle açılacak davalar ise idare mahkemelerinin görev alanına girer.

Üniversite hastanelerinde yaşanan malpraktisler sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarına bakmakla görevli yargı organı da idare mahkemesidir.

Yetkili Mahkeme:

Davalı gerçek veya tüzel kişinin dava açıldığı sıradaki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir. Dolayısıyla, doktor hatası (malpraktis) sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat talepli davaların tamamı için genel yetkili mahkeme, dava açılan yerin yerleşim yeri mahkemesidir.

Eser veya vekalet sözleşmesinden kaynaklanan malpraktis sebebiyle açılacak tazminat davalarında yetkili mahkeme, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir.

Tüketici mahkemelerinin görev alanına giren davalar, tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.

Haksız fiile dayalı malpraktis nedeniyle tazminat davaları, genel yetkili mahkeme dışında haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi, zararın meydana geldiği yer mahkemesi veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de dava açılabilir.

Bu açıklamalar, malpraktis davasında görevli ve yetkili mahkemelerin belirlenmesine yönelik genel bir çerçeve sunar. Ancak, her durumun kendi özel koşulları bulunduğundan, dava açmadan önce konuyla ilgili uzman bir avukata danışmak önemlidir. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak, hukuki danışmanlık almak veya etkin avukatlık hizmeti almak için Kadıköy MG Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Malpraktis Davası Dilekçesi Örneği

Malpraktis davası dilekçesi örneği, genellikle yasal bilgi veya deneyimi olmayan kişilere yol göstermek amacıyla hazırlanmıştır. Ancak, her davanın kendine özgü detayları ve yasal gereksinimleri olduğundan, gerçek bir dava için profesyonel bir avukata danışmak son derece önemlidir.

Bu nedenle, bir malpraktis davasıyla ilgili olarak adım atmayı düşünen herkesin, bir avukatla görüşmesi ve onun uzmanlığından faydalanması önemlidir. Avukatlar, müvekkillerin haklarını korumak, hukuki süreci yönetmek ve en iyi sonucu elde etmek için gerekli bilgi ve deneyime sahiptirler. Bu şekilde, davaya ilişkin adımların doğru şekilde atılması sağlanabilir ve adil bir sonuca ulaşılabilir. Sizlere örnek teşkil etmesi bakımından malpraktis davası dilekçesinden bir parça sunalım:

“Fazlaya ilişkin dava, talep, ıslah ve diğer tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile sayın mahkemenizce res’en göz önünde bulundurulacak sebeplerle; müvekkilimizde meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle;

Öncelikle Adli Yardım Talebimizin Kabulünü,

Maddi Tazminat; müvekkilimizde meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle, şimdilik ………………. TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tazmin ve tahsilini,

Manevi Tazminat; müvekkilimizin iş gücü kaybına uğraması nedeniyle yaşanan elem ve ızdıraptan ötürü, müvekkilimiz için ……….. TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tazmin ve tahsilini,

Yargılama giderleri ve her bir davacı için ayrı hesaplanacak ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.”

Her olayın kendine özgü detayları bulunmakta ve bu nedenle malpraktis davası dilekçesi hazırlarken dikkate alınması gereken birçok faktör vardır. İşte bu noktada, avukatın desteği büyük önem taşır. Bu nedenle hukuken alanında uzman İstanbul avukatından yardım almanızı önermekteyiz. Bu kapsamda İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya Kadıköy avukatı MG Hukuk olarak büromuzla irtibata geçebilirsiniz.

Malpraktis Davasına İlişkin Emsal Yargı Kararları

İstanbul avukatlık ofisi olarak en üst seviye içtihat makamı Yargıtay’ın doktor hatası tazminat davası, malpraktis davasına dair emsal kararlarını aşağıda paylaşıyoruz. Davanızda hak kaybı yaşamamak ve etkin savunma için tecrübeli tazminat avukatlarından destek alınmasını tavsiye ederiz.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, E. 2019/2716 K. 2019/3692 T. 30.9.2019

“Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasında davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK’nın 355. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Komplikasyonlarda ise aydınlatma yükümlülüğü ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılması yine yüklenicinin (hekimin) sorumluluğundadır.

Malpraktis Davası

Somut olayda ise; dosya kapsamına göre davalı tarafından yapılan operasyondan sonra oluşan ve giderilemeyen şekil bozukluğunun başka bir uzman tarafından giderildiği anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında davacıyı ikinci operasyon için çağırdıklarını ancak gelmediğini açıklamıştır. Davalının edimi Borçlar Kanunu’nda düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre sonuç taahhüdünü içermekte olup bu taahhüdün ilk operasyonda yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Güveni sarsılmış olan davacının ikinci operasyon için davalıya gitmesi beklenemeyeceğinden davacının burun ile ilgili estetik operasyon için yaptığı masrafın yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile hesaplattırılıp ayrıca manevi tazminat talebi yönünden de değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.”

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 1982/7237 K. 1983/1783 T. 14.03.1983

“Kusur sorumluluğun sübjektif şartıdır. BK. kusuru kasıt ve ihmal olmak üzere ikiye ayırmıştır (BK. m. 41). İhmalde; bir kimse hukuka aykırı bir sonucun meydana gelmesini istememiştir, buna rağmen böyle bir sonucun meydana gelmesi, onun gereken dikkati sarfetmemesi veya tedbiri almaması yüzünden vuku bulmuştur. İhmalinde; hafif ve ağır olmak üzere iki derecesi vardır anlayışlı; normal ve dikkatli her insanın aynı durum ve şartlar altında apaçık bulacağı en ilkel dikkat ve tedbirlerin ve özen görevinin yerine getirilmemesi durumunda ihmal ağırdır. Bu ayrım özellikle tazminatın kapsamı ve türünü tayin ederken önem kazanır. Şu yönü önemle vurgulamakta yarar vardır; doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki [teknik] değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktorun davranışlarında kusur kendisinden beklenilen gerekli özeni [dikkat ve ihtimam] ve sadakat borcunu eksik veya hiç yerine getirmemesi durumunda ortaya çıkar. Kusurun saptanmasında objektif ölçü esas alınır. Diğer bir ifade ile ölçü; objektif olarak mesleğin gereklerini bilmek ve uygulamaktır.”

Malpraktis davasının süreçleriyle ilgili uygulamada sıklıkla rastlanan hatalardan dolayı kayıplar yaşamamanız için sürecin başından itibaren mutlaka hukuki destek almanızı tavsiye ederiz. Kadıköy hukuk ofisi MG Hukuk bürosuna başvurabilirsiniz. Vicdanen haklı ve doğru olmak bir davada sizi kurtarmayacaktır, önemli olan bu durumu yasal şartlarda ispatlamak, savunmak ve doğru yasal adımları atmaktır.

İstanbul Malpraktis Davası İçin Avukatlarımıza Ulaşın

Sağlık hukuku avukatının işi ilgili hukuk dalı temelinde açılmış davaları takip etmek ve sağlık hukuku danışmanlığı vermektir. Kadıköy sağlık ve sosyal güvenlik hukuku avukatlığı, marka ve patent vekilliği faaliyeti yapan ve İstanbul’da yer alan MG Hukuk Bürosu İstanbul sağlık avukatı ve sosyal güvenlik avukatı; Doktor hatası tazminat davası, malpraktis davası, SGK davaları, SGK Kanser İlacı Davası ve ilgili davalar için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

2013 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden MG Hukuk Bürosu’na ve İstanbul malpraktis davası, doktor hatası tazminat davasına dair süreçlerde avukat kadromuz için bizlere ulaşabilirsiniz.

İstanbul MALPRAKTİS DAVASI Avukatlık Hizmeti Almak İçin Ne Yapılmalıdır?

Önemle belirtmemiz gerekir ki her dava dilekçesi, sözleşmede hukuki sürece hazırlanırken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlardan birinin eksik olması durumunda sonuç aleyhinize olabilecektir. Bu nedenle Malpraktis Davası sürecinde hazırlanması gereken dilekçeler konusunda hukuken alanında uzman İstanbul sağlık hukuku avukatından yardım almanızı önermekteyiz.

Kadıköy avukatlık, marka ve patent vekili ve uzman sağlık hukuku kadrosuna sahip MG Hukuk Bürosu olarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Ayrıca İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya İstanbul avukatı Malpraktis Davası hizmeti için büromuzla irtibata geçebilirsiniz. Sağlık hukuku ve tazminat avukatlığı konularıyla ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için, İstanbul Barosu avukatlarına ulaşabilir veya hukuk büromuzun sağlık avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Ayrıca diğer sağlık hukuku hizmetlerimiz için:

  • SGK Kanser İlacı Davası
  • Arabuluculuk ve uzlaşma dosyalarında taraf temsili,
  • Sağlık kuruluşunun Türk Sağlık Hukuku standartlarına uygunluğunun takip edilmesi,
  • Sağlık turizmi kapsamında gerekli hukuki destekler, sözleşmesel altyapı ve uluslararası hastalarla olan sözleşme ve işlemlerde hukuki destek,
  • Hastaneler için tıbbi danışmanlık hizmetleri,
  • Hastaneler, doktorlar ve diğer sağlık personelleri için medikolegal savunma hizmeti,
  • Malpraktis davası dosyalarında taraf vekilliği,
  • İdari başvurularda taraf vekilliği,
  • İş kazası ve trafik kazası nedeniyle tazminat ve ceza davası

Saygılarımızla,
Kadıköy Avukat Mete GENÇER

NOT:
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi İstanbul Barosuna kayıtlı MG Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatı

Hukuk Bülteni alanında avukat uzmanlığının kazanılması için avukatın Hukuk Bülteni alandaki davaları takip etmesi, Hukuk Bülteni seminerlerine katılarak, hukuksal olarak yargı içtihatları ve güncel Hukuk Bülteni ile ilgili yargıtay kararlarını takip etmesi gereklidir. Hukuk Bülteni alanındaki suç sayısı oldukça fazla olduğu için; Hukuk Bülteni Avukatı uzmanlık gerektiren bir alandır.

Kadıköy Hukuk Bülteni konusunda, Kadıköy Hukuk Bülteni Avukatları tarafından hazırladığmız tüm makalelere Hukuk Bülteni makalelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Okumuş olduğunuz bu makale yazısı genel hatlarıyla ele alnır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından yazılmıştır. Makale içeriği ile ilgili size özel detaylı bilgi için büromuzla ya da avukat bir meslektaşımız ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Bizlerle iletişime geçmek isterseniz; İletişim için tıklayınız.

Kadıköy Hukuk Bülteni avukatı tarafından bilgilendirilmek ya da konu ile alakalı sorularınız varsa AVUKAT SOR sayfamızdan bizelere sorunuzu iletebilirsiniz. Hukuk Bülteni de dahil tüm tüm makalere buradan ulaşabilirsiniz.